
Katarakt, göz merceğinin saydamlığını kaybederek bulanık görmeye neden olduğu bir durumdur. Genellikle yaşla birlikte ortaya çıkar, ama her yaşta görülebilir. Katarakt, dünya genelinde en sık karşılaşılan görme kaybı nedenlerinden biridir.
Ne yazık ki bu konuda halk arasında birçok yanlış bilgi ve inanış bulunmaktadır. Aşağıda, kataraktla ilgili en sık karşılaşılan 10 yanlış inanç ve bunlara dair doğru bilgiler yer almaktadır.
Katarakt çoğunlukla ileri yaşlarda ortaya çıksa da doğuştan da olabilir. Ayrıca, travmaya bağlı ya da uzun süreli kortizon kullanımı veya başka ilaçların kullanımına bağlı olarak gelişebilir. Bunlar dışında üveit, dekolman gibi çeşitli göz hastalıkları ve diyabet (şeker hastalığı) gibi sistemik hastalıklar nedeniyle gençlerde ve çocuklarda da görülebilir.
Hayır. Katarakt, gözün doğal merceğinin zamanla saydamlığını yitirerek bulanıklaşmasıdır. Herhangi bir kitle veya tümör değildir.
Şu anda kataraktı ortadan kaldırabilen herhangi bir damla veya ilaç yoktur. Kataraktın tek etkin tedavi yöntemi cerrahidir.
Modern cerrahi teknikler sayesinde katarakt ameliyatı oldukça güvenli ve başarı oranı yüksek bir işlemdir. Görme kalitesi azalmaya başladığında ameliyat geciktirilmeden yapılmalıdır. Ameliyat yapılması geciktiğinde katarakt cerrahisi teknik olarak zorlaşır, katraktın yapısındaki bozulma ve sertleşmeler katrakt cerrahisinin başarısını olumsuz etkileyebilir.
Katarakt bulaşıcı bir hastalık değildir ve bir gözde gelişmesi, diğer gözde de mutlaka gelişeceği anlamına gelmez. Ancak yaşa bağlı olarak göz merceğindeki yapısal bozukluk ve bulanıklaşma genellikle iki gözde de oluşur. Kataraktın derecesi iki gözde aynı olmayabilir.
Katarakt bulanık görme dışında; ışık hassasiyeti, gece görüşte azalma, araba kullanmada zorlaşma, renklerde soluklaşma, çift görme gibi farklı semptomlara da neden olabilir.
Göz içine yerleştirilen merceğe (IOL) bağlı olarak birçok hastada gözlük ihtiyacı azalır. Ancak yakın veya uzak için düşük dereceli gözlük gerekebilir. Ameliyat sırasında astigmatı düzelten özel mercekler kullanılmazsa ameliyat sonrası astigmatı düzeltici gözlükler de gerekebilir.
Katarakt ameliyatı sonrası iyileşme çok uzun sürer. Çoğu bireyde ameliyattan birkaç gün sonra görme belirgin şekilde iyileşir. Tam iyileşme genellikle birkaç hafta içinde tamamlanır. Eğer katarakt çok sertleşmiş ve ameliyat gecikmişse ameliyat sonrası görme artışı ve iyileşme gecikebilir. Bu nedenle kataraktın çok geciktirilmesi hasta ve ameliyatı yapacak cerrah için tercih edilmeyen bir durumdur.
Ameliyatla doğal mercek çıkarılır ve yerine yapay mercek yerleştirilir; bu nedenle katarakt tekrar etmez. Ancak merceğin arkasındaki merceği destekleyen kapsül zamanla bulanıklaşabilir (arka kapsül opasifikasyonu). Bu durum lazerle (YAG lazer kapsülotomi) poliklinik ortamında kolayca tedavi edilebilir. Halk arasında bu işleme “parlatma” denilmektedir.
Yaşla birlikte katarakt gelişme riski artsa da ultraviyole ışınlarına uzun süre maruz kalmamak, sigara içmemek, sağlıklı beslenmek ve diyabet gibi sistemik hastalıkları kontrol altında tutmak gibi önlemler katarakt gelişimini yavaşlatır. Bazı kişilerde ise genetik olarak daha erken katarakt gelişimi gözlenmektedir.
Katarakt tedavisi, zamanında ve doğru şekilde uygulanan cerrahi müdahale ile yaşam kalitesini önemli ölçüde artırabilen bir göz hastalığıdır. Doğru bilgilendirme ve erken teşhis sayesinde hastalar görme fonksiyonlarını yeniden kazanabilir. Bu nedenle, kataraktla ilgili kulaktan dolma bilgilere değil, uzman göz hekimlerinin yönlendirmelerine güvenmek büyük önem taşır.






Detaylı bilgi, danışma veya randevu için hemen bizi arayabilirsiniz.
İletişim Bilgileri