Keratit

Keratit nedir?

Keratit veya kornea ülseri, korneanın (gözün şeffaf tabakası) iltihaplanmasıdır.

Kornea, ışığın göze girmesine ve görüntünün retinaya düzgün bir şekilde yansımasına yardımcı olan gözün önemli bir bölümüdür.

Keratit, çeşitli nedenlerden kaynaklanabilir. En yaygın nedenler arasında bakteri, virüs, mantar veya parazit enfeksiyonları, göz yaralanmaları, alerjiler veya bağışıklık sistemi bozuklukları yer almaktadır.

Keratit zamanında tedavi edilmediği takdirde görme azalmasına ve hatta körlüğe neden olabilir. Erken tanı ve tedavikornea hasarını ve görme kaybını önleyebilir.

Keratitin belirtileri nelerdir?

Keratitin belirtileri, enfeksiyonun şiddetine ve nedenine bağlı olarak farklılık gösterebilir. En sık belirtiler aşağıda sıralanmıştır:

• Göz kızarıklığı
• Göz ağrısı
• Işık hassasiyeti
• Bulanık görme
• Görme azalması
• Gözde sulanma ve batma hissi
• Gözde yanma ve kaşıntı
• Göz kapaklarında şişlik ve kızarıklık

Keratitin nedenleri nelerdir?

Keratit, birçok nedenle meydana gelebilir. En yaygın nedenler arasında bakteri, virüs veya mantar enfeksiyonları, göz yaralanmaları, alerjiler ve bağışıklık sistemi bozuklukları yer alır.

En sık keratit nedenleri aşağıda belritilmiştir:

Enfeksiyona bağlı keratit

1. Bakteriyel enfeksiyonlar:Staphylococcus aureus, Streptococcus pneumoniae ve Pseudomonas aeruginosa gibi bakterilerin neden olduğu enfeksiyonlar, keratitin en yaygın nedenlerinden biridir.
2. Viral enfeksiyonlar: Herpes simpleks Virüs (HSV),Varisella-Zoster (Zona) Virüsü (VZV),su çiçeğivirüsü gibi virüsler, gözde keratit oluşumuna neden olabilir.
3. Mantar enfeksiyonları: Aspergillus ve Fusarium gibi mantar türleri, gözde mantar enfeksiyonuna neden olabilir ve keratite yol açabilir.

Enfeksiyon dışı nedenlerle oluşan keratit

Göz yaralanmaları: Korneanın çizilmesi, kesilmesi veya diğer şekillerde yaralanmasıkeratit gelişimine neden olabilir.

Alerjiler: Göze temas eden alerjenlere karşı oluşan alerjik reaksiyonlar, keratite neden olabilir.

Bağışıklık sistemi bozuklukları: Bağışıklık sistemi bozukluğu olan kişilerde keratit  gelişimi daha sık görülebilir.

Kontakt lens kullanımı: Kirli veya uygun şekilde temizlenmeyen kontakt lensler, keratitin oluşumuna neden olabilir.

Kuru göz (Gözyaşı yetersizliği): Gözyaşının yetersiz üretimi, göz yüzeyindeki kuruluğa ve keratite neden olabilir.

Kimyasal yanıklar: Gözün kimyasal bir madde ile temas etmesi, keratit gelişimine neden olabilir.

Güneş ışığına maruz kalma: Gözlerin uzun süre güneş ışığına ve ultraviyoleye maruz kalması, keratit riskini artırabilir.

Keratit nedenleri arasında birçok faktör yer alır ve belirtiler herhangi biri görüldüğünde mutlaka bir göz doktoruna danışılması önemlidir.

Keratit oluşmasındaki risk faktörleri nelerdir?

Keratitin oluşmasında birçok risk faktörü bulunmaktadır. Bu faktörler, kişinin keratit geliştirme olasılığını artırabilir. Bazı yaygın risk faktörleri şunlardır:

1. Göz yaralanmaları: Korneanın çizilmesi veya kesilmesidiğer şekillerde yaralanması, enfeksiyon riskini artırabilir ve keratit gelişimine neden olabilir.
2. Kontakt lens kullanımı: Kirli veya uygun şekilde temizlenmeyen kontakt lensler, keratitin oluşumuna neden olabilir. Ayrıca, kontakt lenslerin çok uzun süre kullanılması veya uygun şekilde temizlenmemesi de risk faktörüdür.
3. Göz cerrahisi: Katarakt ameliyatı, kroslink veya LASIK gibi göz cerrahisi işlemleri, keratit riskini artırabilir.
4. Bağışıklık sistemi bozuklukları: Bağışıklık sistemi bozukluğu olan kişiler, enfeksiyonlara karşı daha hassas olabilirler ve bu da keratit oluşumuna neden olabilir.
5. Gözyaşı yetersizliği: Gözyaşının yetersiz üretimi, göz yüzeyindeki kuruluğa neden olabilir ve bu da enfeksiyonlara yol açarak keratite neden olabilir.
6. Çoklu ilaç kullanımı: Bazı ilaçlar, bağışıklık sistemini zayıflatarak keratit riskini artırabilir. Özellikle uzun süreli steroid kullanımı, keratit gelişme riskini artırabilir.
7. Güneş ışığına maruz kalma: Gözlerin uzun süre güneş ışığına maruz kalması, keratit riskini artırabilir.
8. Yaşlılık: Yaşlılık, gözlerdeki bağışıklık sistemini zayıflatarak keratit riskini artırabilir.
9. Diyabet: Diyabet, gözlerdeki enfeksiyon riskini artırarak keratit gelişimine neden olabilir.
10. Kirli suya maruz kalma: Kirli suya temas, özellikle de tropikal ve sıcak iklimli bölgelerde, keratit gelişimine neden olabilir.

Keratit risk faktörleri arasında birçok faktör yer alır ve belirtiler herhangi biri görüldüğünde mutlaka bir göz doktoruna danışılması önemlidir.

Keratit tedavisi nasıl yapılır?

Keratit tedavisi, enfeksiyonun şiddetine ve nedenine bağlı olarak değişebilir. Tedavinin amacı enfeksiyonu kontrol altına almak, semptomları hafifletmek ve gözün işlevselliğini korumaktır. Tedavi seçenekleri şunları içerebilir:

1. Topikal antibiyotikler: Genellikle keratitin tedavisinde ilk tercih edilen yöntemdir. Göz damlası veya merhem şeklinde uygulanırlar ve enfeksiyonu kontrol altına alarak iyileşmeyi sağlarlar.
2. Antiviral ilaçlar: Keratitin viral nedenleri için kullanılırlar ve hastalığın seyrini kontrol altına alırlar. Bu ilaçlar genellikle göz damlası ve/veya ağızdan tablet formunda verilir.
3. Steroidler: İltihaplanma ve inflamasyonu kontrol altına almak için kullanılır. Ancak steroidler keratit tedavisinde çok dikkatli kullanılmalıdır, çünkü yanlış kullanımı enfeksiyonu daha da kötüleştirebilir.
4. Göz yıkama: Gözleri temizlemek ve enfeksiyonu kontrol altına almak için bazı durumlarda kullanılır.
5. Ameliyat: Nadir durumlarda, enfeksiyonun ilerlemesi veya ciddi bir hasarın ortaya çıkması durumunda, keratit tedavisi için ameliyat gerekebilir.

Tedaviye erken başlanması ve ilaçların doğru şekilde kullanılması, hastalığın ilerlemesini önlemeye yardımcı olur ve gözün işlevselliğini korur. Bu nedenle, herhangi bir semptom fark edildiğinde, hemen bu konuda uzman bir göz doktoruna başvurulması önemlidir.

Keratit komplikasyonları nelerdir? 

Keratit, tedavi edilmediği veya tedaviye yanıt vermediği takdirde ciddi komplikasyonlara neden olabilir. Bunlar şunları içerebilir:

1. Görme kaybı: Keratit, korneanın kalınlığını azaltarak, leke oluşturarak veya şeklini değiştirerek, görme kaybına neden olabilir. Görme kaybı genellikle enfeksiyonun şiddetine ve tedavinin başlatılma zamanına bağlıdır.
2. Kornea ülseri: Keratit tedavi edilmediği takdirde, kornea ülseri gelişebilir. Kornea ülseri, korneanın yüzeyinde derin bir yara veya çukur oluşmasına neden olur.
3. Perforasyon: Enfeksiyonun şiddeti arttıkça, kornea zayıflar ve delinir. Bu durum, göz içi enfeksiyon riskini arttırır ve ciddi bir görme kaybına neden olabilir.
4. Skarlaşma: Keratit, korneanın yüzeyinde skar oluşumuna neden olabilir. Bu skarlar, görme alanını kısıtlayarak kalıcı bir görme kaybına neden olabilir.
5. Göz enfeksiyonu: Bazı keratit türleri, enfeksiyonun gözün diğer bölgelere yayılmasına neden olabilir. Bu durum, daha ciddi bir enfeksiyon riski taşır ve kalıcı görme kaybına neden olabilir.
6. Kronik keratit: Uygun şekilde tedavi edilmeyen veya tamamen tedavisiz bırakılan keratit, kronik hale gelebilir. Bu durumda, semptomlar sürekli veya tekrarlayan şekilde ortaya çıkar ve uzun süreli tedavi gerektirebilir.

Keratit, erken teşhis ve tedavi ile kontrol altına alınabilir. Bu nedenle, herhangi bir semptom fark edildiğinde bir göz doktoruna başvurulması önemlidir.

Keratitin oluşmasının önlenmesinde nelere dikkat edilmelidir?

Keratit, birçok nedenden kaynaklanabileceği için önlenmesi zor olabilir. Ancak, aşağıdaki öneriler keratitin oluşum riskini azaltmaya yardımcı olur:

1. Kontakt lenslerin uygun şekilde kullanılması: Kontakt lenslerin temizliği ve dezenfeksiyonu, keratit riskini azaltmada önemlidir. Lenslerin doğru şekilde kullanılması ve lens takma ve çıkarmada hijyen kurallarına uyulması gerekmektedir.
2. Kontakt lenslerin doğru şekilde temizlenmesi: Kontakt lenslerin temizliği için özel çözeltiler kullanılmalı ve her kullanım sonrası doğru şekilde temizlenmelidir.
3. Göz enfeksiyonlarının tedavisi: Göz enfeksiyonları ciddiye alınmalı ve uygun şekilde tedavi edilmelidir. Tedavi edilmeyen enfeksiyonlar, keratit gibi ciddi komplikasyonlara yol açabilir.
4. Göz yaralanmalarından kaçınılması: Göz yaralanmaları, korneanın hasar görmesine neden olabilir ve bu da keratit riskini arttırır. Göz koruyucu ekipmanların kullanılması, bu riski azaltacaktır.
5. Gözlerin nemli tutulması: Kuru göz, kornea yüzeyinin hasar görmesine neden olarak keratit riskini arttırır. Gözyaşı damlalarının kullanılması veya koruyucu gözlüklerin takılması, gözlerin nemli kalmasına yardımcı olabilir.
6. Bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi: Bağışıklık sistemi vücudu enfeksiyonlara karşı korur. Sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemek, bağışıklık sisteminin güçlenmesine yardımcı olabilir ve enfeksiyonların önlenmesine katkı sağlayabilir.
7. Göz muayenesinin yapılması: Düzenli göz muayeneleri, erken teşhis ve tedavi açısından önemlidir. Göz doktoru, olası keratit belirtilerini tespit edebilir ve uygun şekilde tedavi edebilir.

Lenslerin doğru şekilde takılması ve çıkarılması: Lenslerin doğru şekilde takılması ve çıkarılması, keratit riskini azaltmak için önemlidir. Kirli ellerle lenslerin takılması, keratit oluşumuna neden olabilir.

Kontakt lenslerin doğru şekilde temizlenmesi: Kontakt lenslerin temizliği için özel solusyonlar kullanılmalı ve her kullanım sonrası lensler  doğru şekilde temizlenmelidir. Lenslerin doğru şekilde dezenfekte edilmesi, bakteri ve diğer enfeksiyonların oluşmasını önleyebilir.

Lenslerin düzenli olarak değiştirilmesi: Kontakt lenslerin düzenli olarak değiştirilmesi, kir, toz ve bakterilerin birikmesini önleyebilir. Lenslerin kullanım süresi, üretici tarafından belirtilen sürelerde olmalıdır.

Gözlerin nemli tutulması: Kontakt lensler, göz kuruluğuna neden olabilir. Gözyaşı damlalarının kullanılması, gözlerin nemli kalmasına yardımcı olabilir.

Göz enfeksiyonlarına karşı dikkatli olunması: Kontakt lens kullanıcıları, göz enfeksiyonlarına karşı daha yüksek bir risk altındadır. Göz enfeksiyonlarına karşı dikkatli olunması ve uygun şekilde tedavi edilmesi, keratit riskini azaltabilir.

Lenslerin doğru şekilde saklanması: Kontakt lenslerin doğru şekilde saklanması, kir ve bakterilerin birikmesini önler. Lenslerin steril kaplarında saklanması, hijyenik bir ortam sağlar.

Göz doktorunun önerilerineuyulması: Göz doktorunun kontakt lens kullanımı ve bakımıhakkında önerilerine mutlak uyum sağlanmalıdır.

Uyurken kontakt lens kullanılması enfeksiyon riskini ve keratit riskini arttırır mı?

Evet, gece uyurken kontakt lens kullanımı enfeksiyon riskini ve keratit riskini artırabilir. Kontakt lensler gözün oksijen almasını engelleyebilir. Gece boyunca lenslerin takılı kalması, bu sorunları daha da kötüleştirebilir ve enfeksiyon riskini artırabilir.Bu nedenle, gece kontakt lens kullanımı önerilmez.

Ayrıca, kontakt lenslerin doğru şekilde temizlenmemesi veya dezenfekte edilmemesi de enfeksiyon riskini artırabilir. Lenslerin düzenli olarak değiştirilmemesi veya uzun süreli kullanımı, kir, toz ve bakterilerin birikmesine neden olabilir ve keratit gibi ciddi enfeksiyonlara yol açabilir.

Viral konjonktivit ve keratit salgınlarının nasıl önüne geçilebilir?

Viral konjonktivit ve keratit salgınlarını önlemenin en etkili yolu, hijyen kurallarına uyulması ve enfeksiyonun yayılmasını önlemektir. Aşağıda sıralanan öneriler salgınların önlenmesinde yardımcı olabilir:

1. Ellerin sık sık yıkanması: Eller sık sık sabun ve suyla yıkanmalıdır.Özellikle de viral konjonktivit ve keratit gibi bulaşıcı enfeksiyonlar ortamda yaygın olduğunda bu daha da önemlidir. Eller yıkandıktan sonra havlu veya kağıt mendil ile kurulanmalıdır.
2. Kontakt lenslerin doğru kullanımı: Kontakt lenslerin doğru şekilde kullanılması ve temizlenmesi, enfeksiyon riskini azaltabilir. Göz doktorunun önerilerine uyulmalı ve lenslerin düzenli olarak değiştirilmesi sağlanmalıdır.
3. Toplumda hijyen kurallarına uyulması: Viral konjonktivit ve keratit salgınları sırasında, hastaların toplumdan izole edilmesi, enfekte materyallerin sterilize edilmesi ve hasta bireylerle temas eden kişilerin koruyucu önlemler alması gibi hijyen kurallarına uyulmalıdır.
4. Hastaların tedavisi: Viral konjonktivit ve keratit salgınları sırasında hastaların doğru bir şekilde teşhis ve tedavi edilmesi önemlidir. Bu sayede, enfeksiyonun yayılmasını önlenecektir.
5. Genel hijyen kurallarına uyulması: Genel olarak, hijyen kurallarına uyulması enfeksiyonların yayılmasını önlemeye yardımcı olabilir. Hasta kişilerle temas edilmeden önce eller yıkanmalı, kullanılan eşyaların ve yüzeylerin düzenli olarak temizlenmesi sağlanmalıdır.

Keratit tanısında hangi yöntemler kullanılır?

Keratit tanısı, genellikle bir göz doktoru tarafından yapılan bir dizi test ve muayene ile konulur. Keratit tanısı için kullanılan bazı yöntemler şunlardır:

1. Göz muayenesi: Göz doktoru, gözdeki kızarıklık, şişlik, ağrı ve diğer semptomları değerlendirebilir.
2. Biyomikroskopla muayene: Göz doktoru, korneayı yakından incelemek için bir mikroskop kullanabilir. Bu muayene, korneanın yüzeyindeki lezyonların ve diğer değişikliklerin görüntülenmesine olanak tanır.
3. Kültür testleri: Göz doktoru, enfeksiyonun neden olduğu mikroorganizmaları belirlemek için göz salgısından veya kornea tabakasından örnek alabilir. Bu test, uygun tedaviyi seçmek için önemlidir.
4. Biyopsi: Nadiren, doktor, korneadan küçük bir parça alarak mikroskopta inceler.
5. Görüntüleme testleri: Göz doktoru, korneanın daha detaylı bir görüntüsünü almak için konfokal mikroskopisi veya kornea optik koherans tomografisi (OCT) gibi görüntüleme yöntemleri kullanabilir.

Keratit tanısı doğru şekilde konulmalıdır. Çünkü uygun tedavi, enfeksiyonun yayılmasını önlemek ve kalıcı görme kaybını engellemek için yaşamsal önem taşır.

Keratit nedeni enfeksiyon değilse nasıl tedavi edilir?

Keratit, bazı durumlarda enfeksiyona bağlı olmayabilir ve bu durumda tedavi şekli enfeksiyona bağlı oluşan keratite göre farklılık gösterebilir. Örneğin, gözün maruz kaldığı kimyasallar veya göz travması gibi sebeplerle oluşan keratitlerin tedavisi enfeksiyona bağlı keratitlerden farklıdır.

Eğer keratit enfeksiyona bağlı değilse, tedavi genellikle semptomların hafifletilmesi ve gözün iyileşmesi için kullanılan özel tedavi yöntemleri ile yapılır. Bu tedavi yöntemleri aşağıda sıralanmıştır:

• Yara iyileştirici damlalar: Gözdeki yaraların iyileşmesini hızlandırmak için yara iyileştirici özellikleri olan damlalar kullanılabilir.
• Gözlük veya kapama tedavisi: Bazı durumlarda, keratit tedavisinde gözün korunması için gözlük veya kapama tedavisi veya ileri durumlarda amnion zarıyla örtme gibi yöntemler kullanılabilir.
• Göz damlaları: Göz kuruluğunu azaltmak ve gözün nemlenmesini sağlamak için gözyaşı damla ve jelleri kullanılabilir.
• Antiinflamatuar ilaçlar: Gözdeki inflamasyonu azaltmak için siklosporin damla veya otolog serum gibi damla şeklinde veya sistemik antiinflamatuar ilaçlar kullanılabilir.
• Steroidler: Ciddi durumlarda, steroidler gözdeki inflamasyonu azaltmak için kullanılabilir.

Keratitin nedeni tespit edilerek, uygun tedavi yöntemi belirlenmeli ve tedavi süreci göz doktorunun önerileri doğrultusunda takip edilmelidir.

Enfeksiyöz keratit tedavisi nasıl yapılır?

Enfeksiyöz keratit, mikrobik nedenlere bağlı olarak oluşan bir keratit türüdür. Bu durumun tedavisi, enfeksiyonun nedenine ve ciddiyetine bağlı olarak değişebilir. Enfeksiyöz keratitlerde tedavi, genellikle antibiyotik veya antifungal ilaçların kullanılması ile yapılır. Bu durumda aşağıdaki yöntemlerden bir veya birkaçının birarada kullanılması söz konusu olabilir:

1. Topikal antibiyotikler: Göz damlası veya pomad formunda topikal antibiyotikler, gerekirse kuvvetlendirilmiş antibiyotikli damlalar, enfeksiyonun tedavisini sağlamak ve yayılmasını önlemek için kullanılabilir.
2. Lokal ve sistemik antibiyotikler: Topikal tedavi yeterli olmadığında veya enfeksiyon yayılmışsa, enjeksiyon şeklinde veya ağızdan alınan sistemik antibiyotikler kullanılabilir.
3. Antifungal ilaçlar: Eğer enfeksiyon mantar kaynaklı ise, antifungal ilaçlar kullanılabilir.
4. Kornea grefti: Eğer enfeksiyon korneada kalıcı hasara neden olmuşsa, kornea grefti (kornea nakli) uygulanabilir.
5. Amniyon zarı grefti: Enfeksiyonun iyileşmesini hızlandırmak ve gözün iyileşmesini sağlamak için amniyon zarı grefti uygulanabilir.
6. Yara iyileştirici ilaçlar: Gözdeki yaraların iyileşmesini hızlandırmak için yara iyileştirici özellikleri olan ilaçlar kullanılabilir.

Enfeksiyöz keratit, tedavi edilmezse ciddi komplikasyonlara yol açabilir.Bu nedenle keratit belirtileri fark edildiğinde, vakit kaybetmeden hemen bir göz doktoruna başvurulması önemlidir. Göz doktorunun önerileri doğrultusunda tedaviye başlanmalı ve tedavi süreci düzenli olarak takip edilmelidir.

Fungal keratit tedavisi

Fungal keratit, mantar enfeksiyonuna bağlı olarak gelişen bir keratit türüdür. Tedavisi, enfeksiyonun ciddiyetine ve nedenine bağlı olarak değişebilir. Fungal keratit tedavisi aşağıdaki şekillerde yapılabilir:

Antifungal ilaçlar: Mantar enfeksiyonunun tedavisi için öncelikle antifungal ilaçlar kullanılır. Bu ilaçlar, topikal (göz damlası veya pomad) veya sistemik (ağızdan alınan) şekillerde kullanılabilir.

Kazıma: Bazı durumlarda enfeksiyonun yaygın olduğu ve ilaç tedavisinin yeterli olmadığı durumlarda, göz doktoru enfekte kornea dokusunu çıkarmak için bir kazıma işlemi yapabilir.

Amniyon zarı grefti: Enfeksiyonun iyileşmesini hızlandırmak ve gözün iyileşmesini sağlamak için amniyon zarı grefti uygulanabilir.

Kornea nakli: Mantar enfeksiyonu korneada yaygın hasara neden olursa, kornea nakli gerekebilir. Bu işlemde, hasarlı kornea dokusağlıklı bir donör kornea ile değiştirilir.

Fungal keratit tedavisi, enfeksiyonun ciddiyetine ve nedenine bağlı olarak değişebilir. Tedavi süresi genellikle 6 hafta veya daha uzun sürebilir. Tedavi süreci boyunca enfeksiyonun ilerlemesi takip edilmeli ve gerektiğinde tedavi planı yeniden gözden geçirilmelidir. Tedavi sürecinde, göz doktorunun önerileri doğrultusunda ilaç kullanımı ve düzenli kontroller yapılmalıdır.

Akantomoeba Keratiti Tedavisi

Akantamoeba keratiti, enfekte kontakt lens kullanımı veya kontamine su kaynaklarıyla temas sonrası meydana gelen, nadir bir parazite bağlı keratit türüdür. Bu enfeksiyon tedavisi oldukça zordur ve genellikle uzun bir süreç gerektirir. Tedavi aşağıdaki şekillerde yapılabilir:

1. Antimikrobiyal tedavi: Göz doktoru, antifungal veya antiparazitiçeren göz damlaları veya pomadlar reçete edebilir. Bu ilaçlar, enfeksiyonun şiddetine ve ilerlemesine göre değişebilir.
2. Epitel kazıma: Göz doktoru, enfekte dokuyu çıkarmak için kornea epitelinde kazıma yapabilir. Bu işlem, ilaçların etkinliğini artırmak için enfekte dokuyu temizlemeye yardımcı olabilir.
3. Amniyon zarı grefti: Enfeksiyonun iyileşmesini hızlandırmak ve gözün iyileşmesini sağlamak için amniyon zarı grefti uygulanabilir.
4. Kornea nakli: Akantamoeba keratitinin ilerlediği durumlarda, kornea nakli gerekebilir. Bu işlemde, hasarlı kornea doku, sağlıklı bir donör kornea ile değiştirilir.

Akantamoeba keratiti tedavisi oldukça uzun bir süreç gerektirir ve bazen birkaç ay veya daha uzun sürebilir. Tedavi süresince enfeksiyonun ilerlemesi düzenli olarak kontrol edilmeli ve ilaçlar düzenli olarak kullanılmalıdır. Göz doktorunun önerileri doğrultusunda düzenli kontroller yapılmalıdır. Ayrıca enfeksiyonun oluşumunu önlemek için kontakt lens kullanımında hijyen kurallarına dikkat edilmelidir. 

Keratit şikayetleri olan hasta ne zaman doktora gitmeli?

Keratit semptomları olan bir hasta, mümkün olan en kısa sürede göz doktoruna başvurmalıdır. Keratit, hızla ilerleyebilen ve kalıcı görme kaybına neden olabilen ciddi bir göz enfeksiyonudur. Semptomlar hızla kötüleşebilir ve enfeksiyon yayıldıkça tedavi edilmesi daha zor hale gelebilir.

Göz doktoruna başvurmayı gerektiren bazı belirtiler şunlardır:

• Şiddetli göz ağrısı
• Gözde kızarıklık, şişlik veya sulanma
• Bulanık görme veya değişen görme keskinliği
• Gözde hassasiyet veya ışığa karşı duyarlılık
• Göz kapağında veya gözde akıntı veya çapaklanma
• Kontakt lens kullanımıyla ilişkili semptomlar: Özellikle de lenslerin temizlenmesi veya değiştirilmesine rağmen semptomlar devam ediyorsa.

Keratit, tedavi edilmediği takdirde ciddi bir komplikasyonlara yol açabilir, bu nedenle semptomlar herhangi bir endişe yaratıyorsa, hasta derhal bir göz doktoruna başvurmalıdır.

Prof. Dr. Yonca Akova, kornea, uvea ve ilişkili hastalıklar ve ayrıca gözün immünolojik hastalıkları konusunda ABD’de Johns Hopkins Üniversitesi Wilmer Eye Institute ve Harvard Tıp Fakültesi Massachussets Eye and Ear Infirmary bölümlerinde 2 yıl süreyle çalışarak üst uzmanlık eğitimi almıştır. Türkiye’ye döndükten sonra uzun yıllardır bu konularda hastalarına hizmet vermenin yanısıra, ulusal ve uluslararası bilimsel platformlarda çalışmalarına devam etmektedir.