Genellikle ilerleyen yaşla birlikte görüldüğü düşünülen katarakt hastalığı, genç yaştada ortaya çıkabilir.
Katarakt genellikle 50 yaşından sonra görülür. Ancak hastalarımızın yaklaşık % 5‘inde 40’lı yaşlarda katarakta bağlı görme azlığı gelişmektedir. Bu durum, neden bu kişilerde kataraktın erken yaşta ortaya çıktığı sorusunu akla getirmektedir.
40’lı yani genç yaşlarda katarakt gelişmesinin çeşitli nedenleri vardır. Bunların başında genetik yatkınlık gelmektedir. Bazı ailelerde yapısal olarak erken yaşta katarakt gelişimi gözlenmektedir.
Kataraktın erken, genç yaşta oluşmasının en sık nedenleri şunlardır;
Kataraktın gelişme riski diyabet hastalarında %60 daha fazladır. Bu hasta grubunda hızlı ilerleyen katarakt, 30’lu ya da 40’lı yaşlarda da önemli bir göz sorunu haline gelebilir. Ayrıca gözün uvea bölgesinin iltihabı olan üveit hastalığı ve tedavisinde kullanılan steroidli damlalar da katarakt oluşum riskini arttırmaktadır. Bunun yanı sıra göze gelen travma, göz cerrahisi geçirmiş olmak, radyasyona maruz kalmak, uzun süreli kortizon kullanımı katarakt ve buna bağlı görme azlığının erken ortaya çıkmasına neden olmaktadır.
Bazı yaşam koşulları kataraktın erken gelişmesine neden olmaktadır.
Günümüzde kataraktın cerrahi dışında bir tedavisi yoktur. Buna karşın koruyucu önlemlerin alınması göz sağlığını korumada ve kataraktın gelişmesini önlemede yardımcı olur.
Bu amaçla;
Düzenli göz muayenelerinin yapılması ve erken tanı ve gerekiyorsa tedavinin yapılması bu nedenle çok önemlidir.
Genç yaşta katarakt tanısı göz muayenesiyle konur. Hastalar, genelde ‘sisli ya da dumanlı görme’ şikayetiyle göz doktoruna başvurur. Bu durum zaman içinde görmeyi önemli ölçüde bozar. Özellikle geceleri karşıdan gelen ışığın dağılmasına bağlı olarak okuma zorluğu, yüzleri tanıma ve televizyon izlemede zorlanma, cisimlerin renklerini daha koyu veya donuk renkte görme, yakın gözlüğüne olan ihtiyacın azalması gibi belirtiler kataraktın habercisidir. Bu tür şikayetleriniz varsa zaman kaybetmeden göz doktoruna başvurunuz.
Kataraktın etkili tek tedavisi ameliyattır. Katarakt ameliyatı modern tekniklerin gelişimiyle, damla anestezisiyle ve narkozsuz ağrısız bir şekilde gerçekleşmektedir.
Katarakt ameliyatı başarısında hekimin cerrahi deneyimi, yeni teknolojik cihazların kullanımı ve mercek kalitesinin önemi büyüktür. Bu ameliyatlarda, tek kullanımlık kaliteli malzeme ve kaliteli merceklerin kullanılması ameliyat başarısı açısından büyük öneme sahiptir.
Katarakt cerrahisinde yapısı bozulan mercek çıkartılır ve görmeyi sağlayan yapay bir mercek yerleştirilir. Hastaya uygun göziçi mercek seçimi çok önemlidir. Mercek seçimi gözün uygunluğu ve hastanın yaşam şekli, mesleği, istek ve ihtiyaçları göz önünde bulundurularak yapılmaktadır. Günümüzde farklı özelliklerde göziçi mercek seçenekleri mevcuttur.
En yeni teknolojik ürün olan trifokal (üç odaklı) göziçi lensler ile hastalar, yakın-orta ve uzak mesafeyi çok daha konforlu bir şekilde görebilirler ve bu hastalarda gözlük ihtiyacı çok azalır. Trifokal merceklerin astigmatizması olan hastalar için trifokal torik (uzak, orta, yakın ve astigmat düzeltilmesi) adı verilen seçeneği de mevcuttur. Orta mesafe görme, günümüzde dijital ekranların yoğun kullanımı nedeniyle çok önemlidir.
Orta mesafeyi yoğun olarak kullanan hastalar için EDOF (uzatılmış odaklı) adı verilen göziçi mercek seçenekleri çok iyi bir alternatif oluşturmaktadır. Özellikli göz içi lensler kullanılarak ameliyat sonrasında hastanın gözlük bağımsızlığı maksimumda sağlanmaya çalışılmaktadır. Bu amaçla kullanılan göz içi merceklerin kalitesi de çok önemlidir. Bu nedenle ameliyatlarda FDA onaylı yeni teknolojik özelliğe sahip mercekler tercih edilmesi ve mercek ölçümünde gelişmiş teknolojik cihazların kullanılması ameliyat başarısını belirlemede çok önemli rol oynamaktadır.
Kataraktı olan hasta için en iyi göz içi mercek, ancak kapsamlı bir göz muayenesinin ardından, hastanın yaşam şekli ve istekleri de göz önünde bulundurularak, göz hekimlerince belirlenir.
Detaylı bilgi, danışma veya randevu için hemen bizi arayabilirsiniz.
İletişim Bilgileri